Bağlamada Akustik Elemanlara Dair Sezgisel Saptamalar 1

Göğüs tahtasında bombe uygulaması bağlamadan başka keman mandolin ve gitarda da vardır. Şüphesiz kemandaki bu uygulama daha oturmuş ve model alınan bir tekniktir. Keman ,diğer birçok çalgıyı etkilediği gibi gitarı da tarih boyunca çok etkilemiş ve bunun neticesinde 1900'lerin başlarında Amerika'da ‘arch-top' adı verilen Türkçeye ‘bombeli göğüslü' adıyla aktarabileceğimiz bir gitar türü ortaya çıkmıştır. ‘Caz kasa gitar' adıyla da anılan bu gitar ortaya çıkana dek gitarlar akustik veya klasik olsun ‘flat top' yani ‘düz göğüslü' olarak yapılmaktaydı. Bombeli göğüslü gitarlar keman gibi elle oyulmuş göğüse sahiptir .

Bombe, düz ve bombeli göğüslü gitarların sırt kısımlarında da kullanılır. Lütiyeler bunu sırtta sağlamlık yaratmak ve sırt ağacının göğse verdiği cevabı artırmak için tercih ederler. Arch-top gitarlar ile bağlama arasında çeşitli açılardan benzerlikler vardır. Öncelikle bu gitarlarda teller düz göğüslü gitarların aksine göğüse yapışık olan eşiğe değil ‘kuyruk' adı verilen ve kemandan esinlenerek yapılmış bir parçaya bağlanarak ve seyyar köprünün üzerine basmak suretiyle uzanırlar. Dolayısıyla bombeli ve düz göğüslü gitarlar arasındaki en temel farklardan birisi göğsün şekli ise ikincisi de tellerin bağlanış şeklidir. Bombeli göğüslülerde teller göğüse basınç uygularken, düz göğüslülerde çekme kuvveti uygular.

Düz göğüslü ve Çelik Telli Akustik Gitar Bağlantı Eşiği Ud Bağlantı Eşiği

Kemanda Tel Bağlantı ve Eşik Sistemi Bombeli Gitarda Tel Bağlantı ve Eşik Sistemi

Bağlamada Tel Bağlantı ve Eşik Sistemi

Bağlama da bombe tekniğinin çıkışındaki temel mantık göğsün tellerin basma kuvveti altında çökmesini engellemektir. Aynı şekilde bombeli göğüslü gitarlarda da bombenin temel işlevi göğse sağlam bir yapı kazandırılması ve bu sayede daha kalın sarımlı sırma tellerin kullanılabilmesinin sağlanmasıdır. Diğer yandan bu tip gitarların düz göğüslü gitarlardan farklı, kendilerine has bir ses rengi ve ses ayrıştırabilme özelliği olduğu herkesçe kabul edilir. Bağlamada da durum böyle olup, bombesi daha az ve hatta hiç olmayan bağlamalarda boğuk, kof , seslerin ayrışmadığı bir durum söz konusudur. Yeterli bombeli bağlamalarda ses sızlaktır ve sesler birbirinden iyi ayrışır.

Göğüs tahtasında fleto

Değinilmesi gereken bir diğer konu da bağlamada göğüs tahtası kenarlarına fleto geçilmesi uygulamasıdır. Bu uygulama gitar ve udda yapılmakta, ancak özellikle gitarda ses tahtası gövde ile birleştiği noktada dirsek şeklindeki parçalarla desteklenmektedir. Çünkü fleto için açılan ortalama 5 mm genişliğindeki kanal tahtanın gövde ile temas ettiği, zaten 3-4 mm genişliğindeki sathı yok etmektedir. Bu sebeple bu sathın içeri doğru genişletilmesi bir zorunluluktur. Bu da minik üçgen dirseklerle yapılır. Bu işlem gitar tahtasının kenarlarda daha fazla yüzeye temas etmesini ve daha az tınlamasına yol açar, ancak tahtanın yüzey genişliği dikkate alındığında bu önemsenmeyebilir.
Bağlama da ise göğüs tahtası gitarınkinin en fazla yarısı kadardır ve flato işlemi uygulandığında gitardaki gibi dirsekler kullanılmaz. Bu durumda da flato için açılan kanal göğüs tahtasına verilen tüm hayati gerilimlerin yok olmasına ve tahtanın çökmesine yol açar. Dirsek kullanımı, göğüs tahtası yüzeyi dar olduğundan, bağlama için uygun değildir
Bağlamada ses unsurunun özüne vakıf olabilmiş lütiyeler ve icracılar, tekne ağacının yanısıra tekne formunun da sesin şekillenmesinde rolü olduğunu farketmişlerdir. Hatta bunların bir çoğu tekne formunun tekne ağacından bu anlamda daha önemli olduğunu düşünür. Bu noktada değerli lütiye Musa Yenilmez'in aktardığı bir anekdotun faydalı olacağını düşünüyorum.
“Beni bağlama yapımına özendiren ve başlatan Coşkun ( Güla ) Hoca'dır. O dönemde ağırlıklı olarak oyma tekne çalıştığımızdan elimizdeki tekneler çoğunlukla birbirlerinden çok farklı formlarda oluyordu. Kullanacağım teknelere ne tip göğüs tahtası takacağım konusunda kendisine danışırdım. Kendisi de bana ‘bu tekneye şöyle bir tahta tak, tekne ağzına şöyle bir eğim ver, taktıktan sonra göğsü şu kadar incelt' gibi tavsiyelerde bulunurdu. Bir gün şimdi ikisi de rahmetli olan Yusuf Yeniay ve Hüseyin Koluman ( Tavşancı ) atölyeme geldiler. Yusuf Usta sezgileri çok güçlü, çok iyi bir usta idi. Kendisine laf arasında bir tekne göstererek ‘bu tekneye nasıl bir göğüs tahtası takmak lazım' diye sordum. Kendiside bana son derece içtenlikle ‘vallahi ben hep kendi oyduğum teknelerde ( formlarda ) başarılı olabiliyorum, bu tekne benim kullandığım forma hiç benzemiyor, onun için bir şey söyleyemem' dedi.”
Bağlama yapımında özellikle ses açısından başarılı olmuş ve hafızalara yerleşmiş lütiyelere bakıldığında bu kişilerin kendilerine has bir tekne bir formu yaratmış oldukları görülür. Ankara'da Yusuf Yeniay, Halil Yeniay, Haydar Babür, Yaşar Külekçi, Sezai Yeşilova, Hüseyin Koluman, Kastamonu'da Tekeli Kardeşler bunların başında gelmektedir. Bu yapımcılar aynı zamanda bağlama yapımında ustalara has üslupların olduğu dönemin lütiyeleridir. Bilinçli lütiyeler formun standartlaştırılması yoluyla sesin yaratılmasında rol oynayan değişkenlerden bir kısmının sabitlenebileceği kanaatine varıp hep kendi özel formlarını üretmişlerdir.
Hangi lütiyenin ne şekilde göğüs taktığını tam olarak bilebilmek mümkün değildir. Çünkü bu anlamda hangi çalgının yapımcısı olursa olsun lütiyeler çok evrensel bir refleks göstererek sanatlarının inceliklerini ve sırlarını kolay kolay açığa vurmak istemezler. Her ses tahtasının zaten kendisine doğanın yüklediği bir ses rengi veya karakteri vardır. Lütiye bunun üzerine bir şeyler koymaya çalışır. Tabi yanlış uygulamalar bir şey koymanın ötesinde bu potansiyelden bir şeyler eksiltir. Birtakım çok genel teknikler uygulanarak tahtanın ve teknenin dezavantajları telafi edilme yoluna gidilebilinir. Birkaç örnek vermek gerekirse;
-Sert tahtalara fazla yanal eğim verilmez ve bu tip tahtalar ince takılırlar., çünkü zaten mukavemetleri yerindedir.
-Yumuşak tahtalara biraz fazla yanal eğim verildiğinde , yumuşaklığın verdiği fazla bas karakter tize doğru çevrilmiş olur. Yumuşak tahtaların çok inceltilmesi doğru değildir. Bu zaten az olan mukavemeti azaltır ve zaten açık olan basları daha da açar ki bu da tonun boğuklaşmasına ve seslerin daha az ayrışmasına sebep olur. -Göğüs tahtasının kalın bırakılması genel tonda tizleşmeye, ince bırakılması da baslaşmaya yol açar.
-Geniş ağızlı tekneler için sert tahtalar, dar ağızlılar için yumuşak tahtalar iyi sonuç verir.
-Ardıç, kestane ve benzeri yumuşak ağaçlar için sert tahtalar kullanılmalı böylece tekne ağacının bas ve biraz da kof olan rengi tizleştirilmelidir. Eğer mutlaka bu ağaçlar kullanılacaksa, dar ağızlı ve dar sırtlı, küçük boy tekneler kullanılmalıdır. Hatta bu tip yumuşak ağaçlara polyester gibi sert cilalar kullanılmalıdır. -Wengi gibi sert ağaçlardan yapılmış tekneler için yumuşak tahtalar kullanılmalıdır. Göğüs tahtasının kalınlığı ne olmalıdır? Açıkçası bağlamada göğüs, takıldıktan sonra inceltildiğinden tahtanın hangi kısmının hangi yapım evresinde kaç mm. olduğunu herhangi bir kumpas ile ölçemiyoruz. Kemanda ses tahtası neredeyse son haline kadar inceltilir ve öyle takılır. Daha sonra ancak ince bir zımparalama işlemi yapılır. Aslında bağlama yapımcıları da bu şekilde çalışabilirler, ancak bağlamada ‘eşik payı' denilen sap ile göğüs arasındaki açının gerekliliği zaman zaman dikkatsiz çalışan lütiyelerin göğsü ekseriyetle fazla inceltmelerine veya bazen de çok kalın bırakmalarına sebep olmaktadır. Dolayısıyla bağlamanın göğüs kalınlığının anlaşılması daha çok tahtanın kenar kesitlerinden takip edilerek ve göğüs ortasına ‘parmakla çökme' yöntemi ile yapılmaktadır. Şu tüm çalgı yapımcılarınca kabul edilir ki ses tahtasının inceltilmesi yöntemiyle ses elde etmek makbul bir yöntem değildir. Asıl marifet makul kalınlıktaki tahtadan ses elde edebilmektir.

 
YAN MENÜ
 
MySpace Codes, Myspace Generators, Myspace Graphics

Get your own Image Uploader
 
Bugün 68 ziyaretçi (335 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol